içimi garip bi sıkıntı kapladı çok konuşunca bende olur hep

Perşembe, Kasım 30

denizotobüsünü fenerliler doldurmuş sonraki denizotobüsüne kalmışım ve o kadar çok insan var ki bir konser havasında iskeleye doluşmuşuz. bir daha asla denizotobüsüne kapısı açıldığı anda binme şansım olmayacak diyorum ne güzel. ya da papa yüzünden yeşilyurtta mahsur kalmışım evime yürümeye bile izin yok. sakince trene yürüyorum bütün kalabalıkla aynı duyguları paylaşarak, papaya uyuz olarak. o kadar insanın benzer düşüncelerinin havada uçuşmasını ve o grubun bir parçası olmayı seviyorum. ya erdim ya da çok patetik durumdayım.

Perşembe, Kasım 2

havaların erken kararması bütün dengemi altüst etti. eve gidip viski kola eşliğinde famous blue raincoat ya da gloomy sunday repeat'e alıp oturmak istiyorum. acilen dışarı çıkıp sosyalleşmem gerek.

Çarşamba, Eylül 27

bugün benim salaklık edip invitasyonunu kabul etmediğim oryantasyon başladı tabi salak olmayan yemek arkadaşım kabul etmişti. grubumdaki diğer insanlar da hayatlarının bu döneminde 1 ay kadar yemek yememeye karar verdikleri için(?) bu benim önümüzdeki 2 gün daha yalnız yemek yemem demek. yalnız birey güçlü birey. diil. iş yerinde hiç diil. öğlen birileriyle ordan burdan konuşamayınca beynim çatlama seviyesine erişti. çok mutsuzum zaten haftada 5 gün 9ar saat çalışmak nedir ya? yaşıyo muyum ben gerçekten? acilen bişiler düşünmem gerek.

Pazartesi, Ağustos 7

bugün işte o staja başladığım tarihi gün. kendime o kadar tembihlememe rağmen yine tanıştığım insanların çoğunun adını dinlemedim. beni kendi halime internetle bıraktılar. bunun stajyerlerin ilk günlerde çok sıkılmasını sağlayıp sonraki günlerde kendilerine iş verilmesini istemeleri için planlanan çok başarılı bir komplo olduğunu düşünüyorum.

Çarşamba, Mayıs 17

rejimde 10uncu gün.
sürekli evdeyim ama değişik olarak bütün gün evde oturan tayfa 3'e çıktı. minimini ikinci kedimizi aldık. adını da "kahve" koyduk ama galiba adının "küçük" olduğunu sanıcak durmadan öyle çağırdığımdan. sürekli bağırıp oynamak istiyo çok komik bişi kendisi. evde soğuk savaş var miyuyla dışarı çıkamıyorum onları yalnız bırakmamak için. ama alışıcaklar ablası/abisi.

Cuma, Mayıs 12

baktım ki giderek şişiyorum hayatımda ilk defa düzenli bir rejime başladım. bugün rejimde 5. zafer günü (tabi ki p.tesi başladım) ve 2 kilo verdim. laylay.

Perşembe, Nisan 27

tepki almayan blogda bir numarayım comment olayını koyiym dedim rezil oldum. zaten çok soğuk geliyor bana aslında guestbook daha samimi ama değiştirmek zor geliyor hazırı varken. kafanızı karıştırmak istemem bu post'un tek amacı birilerini comment yazmaya yönlendirmektir. post'la tamamen alakasız da olabilir.
bugün annemin emrivakisiyle ev kızı'ndan temizlikçiye terfi etmiş bulunuyorum. bi insan staj bulamıyor diye gururuyla bu kadar da oynanmaz ki..

Çarşamba, Nisan 26

ya ben bi acayip oldum 10 tane film indirdim hiçbirini izlemedim daha, 20 dakka izliyorum kapatıyorum. bi o kadar da albüm indirdim hep bilgisayar başında olmama rağmen onları da dinleyemiyorum. bütün gün bilgisayarla tv arasında mekik dokuyorum ve işe yarar hiçbişi yapmıyorum. sürekli birşeyler kaçırıyormuş hissiyatı içindeyim.

Salı, Nisan 18

en sevdiğim 5 filmi seçmeye çalışıyorum en5ne'den esinlenerek henüz 3ünü seçebildim ve bir sıraya bile koyamadım. alfabetik olarak: arizona dream, eternal sunshine of the spotless mind ve simple men. çok adil oldu böyle.
son 1.5 aydır hayatıma ev kızı formunda devam eden biri olarak, ev hanımlığı denen mesleğin hiç de öyle sıkıcı olmadığını keşfetmiş bulunuyorum. bence çok sıkıcı filan diyerek kadınları kariyer yapmaya itekleyen büyük bir komplonun kurbanıyız.

Çarşamba, Şubat 22

bugun iki film izledim yine ustuste. ronda nocturna ilki, kotu bi filmdi ama komik olan basroldeki adamin gael garcia bernal olduguna kalpten inanmam ve onun kesfedildigi film olup 90larda cekildigini dusunmemdi. hatta kesfedildikten sonra kaslarini cok dogal almislar diye tebrik bile ettim icimden. oysa adam o diilmis ve film de gayet 2005 yapimiymis. ikinci filmim the saddest music of the world idi. isabella rossellini cok garip bi kadin insan olduguna inanasim gelmiyor. bu arada ilk filme tamamen tesadufen girdim. iki film ayni zamanda basliyormus ben de kadina film adi soylemeyince ronda nocturna bileti verdi. ben de bunu bir isaret olarak algilayip izlemeye karar verdim. her zaman hayirlisi neyse o olmuyomus. pisman miyim? asla.
yaklasik bir aydir oturuyorum literally duruyorum hic bir anlamim yok burda buna ragmen hareket edemiyorum. gta'da ucus okulunda takildim boylece tek eglencem de elimden alinmis oldu, bu kadar edilgen degil aslinda beceriksizligimle tek eglencemi elimden kacirdim da diyebiliriz. ben de oyunu sims'e cevirdim degisik sevgililer yaptim onlarla iliskimi gelistirmeye bakiyorum ama nereye kadar. bundan sonraki hayatimda yasayabilmek icin calismam gerektigi fikrine alismak cok zor. bir kere baslasam zor olmayacak biliyorum ama bu belirsizlik beni olduruyor. belki de kendimi kandiriyorum zor olacak tabii ki bu sehre tikildigim gibi simdi, bir ofise tikilarak gecirecegim gunlerimi. artik donmem gerek.
eXTReMe Tracker